bir öyle bir böyle ben kimim anlarsan söyle sırtımda taş elimde boş bir kutu istersem sevebilirim bu oyunu
\"bir masanın etrafında türlü türlü hayvanlar maskeli gibi değişiyiz öyle böyle tripler zaman bizden geride kalmış çıktığımız yokuşta sırası gelen lafını ediyor elimizde kartlar az desem yetmez çok demeye dilim varmaz kaça kaça sıkışıverdik öküzün kıçındayız lafını tartıp iyi seç oturmayalım boynuza türlü kumpas, türlü vicdansızlık her yanında insanın bazen diyorum bazen kadir maymun olsam daha mı mutlu olurdum?! yoksa zaten insan sıfatında bir maymunun götü müyüm?! emine hanım teyzenin kırk yıllık çöpü müyüm?! umutsuzluk idolümün beklenmedik depar mı?! standart bir hödük mü?! gizli kararlılık mı?! siyah, beyaz, düz, yamuk, ahmet, mehmet, kimim ben?!\"
bir öyle bir böyle ben kimim anlarsan söyle sırtımda taş elimde boş bir kutu istersem sevebilirim bu oyunu
\"e şimdi üç saattir oturmuşuz dinlemişiz falan beş asırdır oturmuşuz dinlemişiz falan ben ne kadar manyağım yo! en çok ben çılgınım -sana buraya yazıyom bak o kadar çılgın değilsin +yeni bir şey söyle bana -kendinle barışmalısın +yeni bir şey söyle bana -her şey senin içinde +allah çarpsın yarım saat önce falan bir ayran içtim onun dışında da başka bir şey yok içimde eteğimde taşlarla etrafımda dönerken kaç tanesi fırladı da oturduk kafalara kafalara kafalara değişik kafalara yeni yeni paketlerde süslenmiş kafalara dumanı tüten, arızalı, yarılmış kafalara hayal et, iste, bekle, çabala ha babam yine bize döner aynı makara çok eşyalı odalarda huzuru bekliyoruz elimizde tasmalar, karşılıklı sallıyoruz\"
bir öyle bir böyle ben kimim anlarsan söyle sırtımda taş elimde boş bir kutu istersem sevebilirim bu oyunu