Gel gidelim çocukluğum, bu diyar bizde huzur bırakmadı, Sokaklarında bir çiçeğin dahi yeşermedi, Havası kirli diye mi insanları da kirli kaldı bilemedim, Yol yakınken gidelim ölemeyiz.
Yaşamak zor zanaat, kimse germiyorsa kol kanat, Yanındakiler zaten hokkabaz, Çoğunlukla tercih olmuyor ki korkmamak, Kuş değilsin amma çekiniyorsun konmaya.
Ezberinde ölen tonla sevdiğin insanın ifadesi, Yok mu bu canların iadesi, Bu kadar yalnız olmak üşütüyor bu elleri, Bak yine kapalı penceremden esti geçmişim.
Gidip yer etmişim bu yaman sokakların gündüz uykusunu, Sevmişim bi şekil kuytusunu, Gideyim diyorum olmuyor, kalınca hüsran, Vay şu başıma gelenler hep rezil ve rüsvan.
Genç olunca güzel gülermiş ya insan, Ben ne zaman genç olup da güleceğim be usta, Murat yalan imiş umut da hayal, Madem öyle böyle yaşamanın bir anlamı yok, sus lan.
Çayımın dem süresince sönmezse sigaram, Buna güzel bir hayat derdim, şans yanımda o zaman, Hep yetinmek oldu yirmi altı yıllık hayat gailesi, Bari kalkmasaydı sobalar.
Başımda ağrı var ve sebebi meçhul yarın, Bir tercih hakkı lazım, bir yerde nefes lazım, Bir hayat lazım, içinden sökülmüş ölümler, Hep huzur lazım, artık yaşanmıyor yürekten.
Benim bu yorgun halime çare bulsamda gitsem, Dönüpte bakmasam şu ardıma yollarda bitsem, İstanbul'un şeytanıydım, şehir bezdi benden, Burada ölürsem bırakma, Ankara'ya göm sen.
Be Nevzat abi, Erkan abi, bütün Kargaşa.. Size de yük olduysam affedin, hayatım karmaşa, Berkan'ım, güzel kardeşim kal ayakta, Hepiniz ailem oldunuz, şu hayattaki tek armağan.
Neyse işte, içimden gelenler bitmez, Daha da devam ederdim de, bu şarkılar yetmez, Hüznüm öyle vurdu geceye, yüzyıllarca geçmez, Hayat tokadı vuracağında iyiyi kötüyü seçmez.
Senin sen olmaktan başka hangi meziyetin var? Ben herkes oldum, herkes adına yok oldum bir an, Anlamanıda beklemem, sen hep yadırgayansın insanı, Bense bir gülüşle tavlanan.