sen içerdeyken ben sinemalara gittim bütün filmlerini seyrettim o sevdiğimiz artistin sen içerdeyken ben vita kutularında çiçek yetiştirdim sokakta top oynadım çocuklarla ayakkabılarımı eskittim güneşe karşı durdum sabahları geceleri bir başıma yıldızları bekledim annenin gönlüne su serptim aldırma dedim aldırma bir şarkı söyle bir dilek tut herkes için bir ada rüzgarı gibi sürtünerek geç hayata bir sarmaşık gibi tutun ve değer ver hatıralara aldırma dedim sen annesin, aldırma sen içerdeyken ben kiramı ödedim pijamalarımı giydim haber bültenlerini izledim gazetelerden kupon kestim sen içerdeyken ben sigara içtim, öksürdüm otobüse bindim fotoğraflarımıza baktım acıyan yanlarımı körelttim deniz kıyısında yürüdüm manavdan soğan aldım yeni çıkan şarkıları dinledim kafeste beslediğimiz kuşu saldım ıslık çaldım sen içerdeyken ben hep uyandım, sayıkladım kanadım boyuna takvimlur aldım her gün bir yaprağını kopardım deli ayrılığın sen içerdeyken ben gömleğimi ütüledim sobada elimi yaktım bir şiir yazdım bir hercai menekşe aldım çiçekçiden hani o alnına kader değmiş hani o dudaklarına deniz tuzu dokunmuş hani o erken vurulmuş gençliğimiz gibi dağıldım sen içerdeyken ben bir adını söyleyemedim şöyle bağıra bağıra bir yüzünü göremedim görüş günlerinde bir de eline değemedim bir de yüreğine şöyle kucaklayamadım bir de ölümüne sen içerdeyken ben kapı kapattım, pencere açtım mutfakta oyalandım kanepede yattım hatta bir yolluk aldım odaya çok ta kulak asmadım çokta koymadı bu bana alt tarafı içerdeydin alt tarafı bir yanımı alıp götürmüştün bir yanımı yani adamlığımı yani gözlerimin ferini yani canımı alt tarafı şarkılar ölecekti alt tarafı kanayacaktı kalbim işte sensiz işte nefessiz işte kimsesiz bir sesti alt tarafı her tarafım yıldızlar yine oradaydı oysa yazdıklarım gözden kaçan o defter yapraklarında boşver yüzyirmisekiz hayat bir gemi yürüt onu göreyim seni boşver yüzyirmisekiz ha...
boşveriyor ya aldırma reis reis aldırmıyor ya bir adını söyleyemedim şöyle bağıra bağıra bir yüzünü göremedim görüş günlerinde bir de eline değemedim bir de yüreğine şöyle kucaklayamadım bir de ölümüne sen içerdeyken ben vitrinlerin önünden geçtim minibüs duraklarında bekledim simitçilerle yarenlik ettim üstüme bir ceket aldım el tezgahlarında kitaplara baktım sen içerdeyken ben hiç oturup ağlamadım hiç karartmadım umudu hiç bulandırmadım onuru öyle dimdik durdum ortada işte burada ulan işte burada böyle burada hiç yıkılmadan hi