Dünyanın çeşitli yerlerindeki öğretmenler ve eğitimciler bir gizin peşinde Finlandiya'ya akın ediyorlar. Fin eğitim sisteminin olağandışı başarısının sebeplerini öğrenmek istiyorlar. 2000 ve 2003 yıllarında 15 yaş seviyesi için düzenlenen iki ayrı uluslararası projede Fin öğrenciler dünyanın en iyileri arasında yer aldılar. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü 2000 yılında ilk kez, PISA olarak bilinen Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programını düzenledi. Programın amacı dünyanın çeşitli ülkelerinden ıs yaşındaki çocukların eğitim kalitesini karşılaştırmaktı. PISA'nın amacı öğrencilerin derslerdeki konularıne denli iyi ezberlediklerini ölçmek değil. Amacı, derslerde öğrendiklerini incelemek ve yaratıcı düşünmek zorunda oldukları gerçek yaşamda ne denli iyi uygulayabildiklerini ölçmek. İki saatlik yazılı sınav için PISA soruları hazırlandı, çevrildi ve dünyanın her yerinde tümüyle aynı biçimde değerlendirildi. Değerlendirme grupları sıkı ve sert kurallar çerçevesinde çalıştılar, testler karşılıklı denetim için farklı ülkelere gönderildi. Elbette farklı ülkeler farklı kültürlere sahipler ve farklı eğitim sistemlerine gereksinim duyuyorlar. Bu nedenle eleştirel düşünmeyi, kavramsal anlamayı ve iletişim becerilerini sınamak amacıyla PISA, okuma ve anlama becerileri, fen bilimleri ve matematiğe odaklanıyor. İlk PISA araştırmasının sonuçları açık landığında ülkeden ülkeye büyük farklar olduğu görülmüştü. Bazı gelişmiş ülkeler düş kırıklığı yaratan sonuçlarla karşılaştılar. Finlandiya listenin en başında yer aldı. Öteki ülkeler dikkatlerini birden Fin okul sistemine yönelttiler. Fin öğrenciler ortal amanın üzerinde başarı sağladılar. Peki, Fin okullarını bu denli iyi yapan ne? Onlardan öğrenebi leceğimiz şeyler var mı? Finlandiya'da belirli bir çekirdek eğitim programı olmasına rağmen, okullar büyük ölçüde bağımsız hareket edebiliyorlar. Öğretmenler ders malzemeleriyle istedikleri gibi hareket etme özgürlüğüne sahipler. Kendilerini bilginin tek aktarıcısı olarak görmüyorlar. Amaçları öğrencileri kendi kendilerine düşünmeye yöneltmek. Öğrenciler,bir sınıfta her seviyede öğrenci olacak biçimde gruplandırılıyorlar. Öğretmenler hızlı ve yavaş öğrenenleri bir arada eğitebilecek yeteneğe sahipler. Birçok uzman, Fin kültüründe okumaya olan büyük ilginin eğitim sisteminin başarısına katkıda bulunduğuna inanıyor. Aslında birçok çocuk okula başladığında okumayı çoktan öğrenmiş oluyor.