-offf....nabıcaz be kamil?anamız sikildi...artık cinayete girdik... -kazaydı anlatırız...hem herif pezevenkmiş, kimse siklemez... -sen öyle san...sen öyle san...pezevengi öldür, bir cinayet; kızı al, iki adam kaçırma; kızı en az iki kişi sik, üç ırza tecavüz; her gece esrara takıl, nerden baksan dört içicilik; heriflerin cebinden paraları al, beş gasp...bütün bu bokları yedikten sonra, polislerin suratına bakıp, "kusura bakmayın abi, kaza oldu" diyemezsin...adamın götünden kan alırlar kamil, kaaann...hadi kız orospu, ki bu ipneler bakireydi diyolar...bakire kız nası orospu olur ben anlamadım gitti...offf her şey karışık....
iskeletler diyarında bir et parçasıyım, varımı yoktan aldım gözlerimde kan kırmızı hüzün, hazan fidanın boynu bükük masumluğun sahte evreninde bir yabancı, yüzünde sahte gülücük kim bilir?yanaklarına kondurulan sessiz öpücük, ve geride kalan ıslak bir ölüm, yarısı büyük tren yolunda ölümü arayan genç kızın bulamadığı huzur incisi kimlere satıldı? avluya bırakılan gelecekleri yarınlarım zebanilere satti, mıknatısla mutluluk arayışları başladı gazeteler onu yazdı, kemikleri sızlayamadı külleri bir avuçtu, üvey annesi diri diri yakmıştı alay konuları, karanlık çöktüğünde ciddiye alındı ölümün 7. katından 2 sevgili kendini attı ufacık simgelerde saklıydı soğuk ölüm yine de 3. gün kasabada karagün ağardı 15 yaşında bir çocuk kayboldu tecavüz cehenneminde, yağan bir kızdı, dağın tepesinde teslim etti ruhunu tanrıya zoraki cennet katında kocasız bir gelin oldu bitkin yaşamakla birlikte bitkin ümitler geldi ardı ardına bitkin beklentilerden ibaretti umut yarınları soyut bir yüz aynada aksederken yüzüne, kimsin demeye dilim varamadı...
raksedemedim yine yenildim aksimi göremedim kör oldum haksızım vuramadım şakağına baksın kör gözlerime
perdelerini örtmüş, camlarını kapamış bir yer burası havadar olması için mikrofonunu bırakman şart vaziyet ki bir sigara sarımına bakar, ben rahat şarkılarımsa kusar pesimist umutları, ağzını kapat bu 4 köşeli evren parkında kazıklara çakılmış bir ben miyim? salıncakta sallanan bir avuç ümidim elbet düşecektir toprağa karışacaktır karmaşa, buluşacaktır buluşlar, ulaşacaktır son suça psikolojik baskılar insanları askıya almış, piç etmiç, 2 paralık huzuru sikip atmış boş bahçelerde çiçekler sulanmış, gözlerim boyanmış yumruklarımı sıkıp, tırnaklarımı kırmışım hırçınlaşmış bir yığın insan zımbalanmış yapraklara, gömülmüş topraklara yollanmışlar ordusundaydılar hepsi yok artık hiçbiri ne bir gül ne de dikeni yıllanmış bir resim hepsi...
baksedemedim yine yenildim aksimi göremedim kör oldum haksızım vuramadım şakağına baksın kör gözlerime
outro(gemide): -bu dünya iki şeyden yıkılıcak...bi binadan, bi de zinadan...allah sonumuzu hayır etsin...mahşer günü bütün binaları deniz geri istiycek, batan bütün memleketler gibi...deniz kumu eninde sonunda geri alıcak, çaresi yok bunun...
part 2 intro(gemide): -sıra kimdeydi lan?söndürmüşünüz cigarayı..................neyse...nerde kalmıştık? -karı soyunmaya başladı, sen de dur dedin... -heee...ben dur dedim...tekrar giyindirdim...yaklaş dedim...ben soymaya başladım...üstünde bööle bi kaban var, siyah...altında mı?yırtmaçlı uzun bi etek, yırtmaç buraya kadar...kabanı bi çıkardım, böyle üstünde parlak kumaştan bi gömlek var...gömleği çözüyorum böyle, pat, pat, pat, pat...bi yandan da bööle boynundan öpüyorum afif afif...gömleği bi çıkarttım, bi sarıldım tuttum bööle..tüylerim böyle diken diken oldu, bak...memeler mi?taşş...bacağını kaldırdım, yırtmaçtan böööle çıktı bacak...daha fazla soyamadım tabi, zart diye verdim ağzına...
yeahhhhh sagopa k yeahhhhh sagopa k yeahhhhh sagopa k yeahhhhh sagopa k
cenabet hocalar vaaz verirken kürsüde düşünmezler yalanlarını inkar edip kılarlar namazlarını sonra televizyon aleminde yakalanırlar bir sübyanla abaza hoca sakalıyla gıdıklar kaşarı tv'de sagopa, tartışır bu çelişkileri rap mahkemesinde, yargıcı olduğum bu yüce kürsüde söylediğim her doğru söze iki kelepçe trt resmi bir makamın varsa ülkede, makarna kesmez mideni, karideslerin vur dibine portakal suyunu amerikadan getirt kızına londradan don postala karını dağ evlerinde sik pompala angusto koy bebenin adını zımbala nüfusa, gönder hong-kong'a, okut japonca kaytarsın velet süresiz askerlikten kolayca bu cehennem, öyle ki ikiye ayrılmış şekil coğrafyası rap ağdaları çeker dilimdeki kılları sonrasında dilimdeki tüy bitti yalanları depoda stokladığım 1001 çeşit lirik oyunları ve tüm pezevenklere cüzzam zehiri akıtırım 36 pozda anlattığım ülke fotoğrafları manzara uymadı sansara, pazara kadar değil mezara postaladım mektuplarımı onlara. şarbonları rap ille donattım caka fiyaka sagoname, iki satırda panorama anır ama ses çıkarma...
bas-mayın tarlasındaki tuzağa bas kas-nefesini çek has rapin kurdu uyandı bu gece, sago k sago dişi bileyletti kuduz rapin peşinde
fedaisi olduğum rapin müdafasını kim yapar ki? göt isteyen reel söylemler mi kurtaracak bizleri? yoksa çayırdan kovalayan hedef aldığım 12ler mi sikecekler rapi? 2 paralık mc sıfatları mı zırvalayacak hip hop ilmini? suratında meymenet görmediğim, şarkı sözlerinde aradığım bir sevgilim yok!!! papazı kovalarım elimde sevide(?) sarımlı kum torbaları, bir çekimlik ciddiyetin içten kahkahaları ve yatağımdaki yastığın yaşları bulunan sağ kısmı anlatırsa beni bir gün bir yerde, aleme rezil rüsva olmayacağım çünkü içtenim sanma sizdenim kendi hayal dünyasında balık tutan bir fisherman'im aşermeyim, midesi raple dolu hiperaktifim elleri kollarına dolanmış bir dilenciyim, ben herşeyim... canavar sofrasında tek bebeğim, sütle beslenen gözlerinde büyüttüğün pireyim, kan emenim damarına zulm edeyim ki, kus içindeki 95 sendromunu 2004'te uyanacak pesimistin bu kara tohumu...
yeahhhhh sagopa k yeahhhhh sagopa k yeahhhhh sagopa k yeahhhhh sagopa k
bas-mayın tarlasındaki tuzağa bas kas-nefesini çek has rapin kurdu uyandı bu gece, sago k sago dişi bileyletti kuduz rapin peşinde