bulut geçti, gözyaşları kaldı çimende (cloud passed, tears stayed on the grass) gül rengi şarap içilmez mi böyle günde (on a day like that, wine with colour of rose can undrinkable?) seher yeli, eser yırtar, eteğini gülün
güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün
bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye? (when the these skies with stars started to turn?) kimse bilmez, kimse bilmez.. (neither knows, neither knows...)