Nasıl yazmışım lan kendi ellerimle sonumu Bu senin değil inan benim kendimle sorunum Gün geçtikçe hasar görüyor solunum Ben senin herşeyinim sağınım solunum Biraz daha sonra elbet yolunu bulup akar suyum Şimdilik yorul acının beynime yine yolun Gururum terk edilmiş bir ev gibi Olurda uğrarsan bigün kapının dibindeydi kilit Bilipte söylememek susmakla aynı değil İçimde fırtınalar kopar dışım hiç öyle değil Gelirim hiç düşünmeden bırakıp biriktirdiklerimi Silkeleyip zamanın izlerini Sus diyerek emir verir adını duymadığın biri Zaten artık beni görsen dahi anlamı yok Çünkü ben ölüyüm sende daha diri İçimden nasıl attın söyle bu ömürlük kiri
Bırak beni yaşarım yine bana kurduğun bu yalan dünyada Kimse sormasın beni halimi hatrımı ne değerimi Bir kaç satıra sığar tüm hayatım Görmüyorum da bayadır Yerine kurup bir hayal daha yıkılsın diye bekledim hayatı
Sevgi bisikletse fizana kadar sürerdim Aşkın uçurumundan atlayan bir deliyim Bilincim açık değil tek bildiğim senle Yere çarptığımda hatırladığım bana gülümsemen Aynı sesindeki o soğukluk betonla bir olmam Bir şansın varsa eğer tut rüyadan uyandırma Benim karanlığıma ışık tutup inandırma Afitap yüzünse senin bana gülüpte geceyi sorma İlk bahar gibiydin sahi nereye gittin Sen gidince bende tüm evi toplayıp bir kenara ittim. Oturdum önüme dahi bakmadım Kokun burnuma hapsolmuş sigara dahi yakmadım Hatırladım neydi cevabım seviyorum be seni Yapma mektuplarımı kanla çizilmişti resmin Bi hayli resmi sustum elimi kestim Gelip ruhuma işlediğin nefret ve sevgi
Bırak beni yaşarım yine bana kurduğun bu yalan dünyada Kimse sormasın beni halimi hatrımı ne değerimi Bir kaç satıra sığar tüm hayatım Görmüyorum da bayadır Yerine kurup bir hayal daha yıkılsın diye bekledim hayatı