- Merhaba Leylâ. Nasılsın? - Teşekkür ederim. Sen nasılsın? - Ben de iyiyim. Ancak üzücü bir haber aldım. Dün akşam arkadaşımız Salih telefon etti. Çok acele İzmir'e gitmesi gerekiyormuş. - Ne olmuş? Önemli bir şey mi varmış? - Dün bir telgraf almış. Babası bir kaza yapmış ve ağır yaralanmış. Kendisini hemen hastahaneye kaldırmışlar. - Yaa!... Çok üzüldüm. Şimdi anladım. Dün yolda hızlı hızlı yürüyordu. - Onunla konuştun mu? - Hayır, sadece selâmlaştık.